خاص هيئة علماء فلسطين
16/7/2025

لم يسبق أن أغلق الاحتلال المسجد الأقصى أمام المصلين إلا في ثلاث مرات خلال تاريخ احتلاله للمدينة، الأولى بُعيد احتلال الأقصى في 9-6-1967، والثانية على مدى جمعتين في 14-7-2017 ثم التالية لها في 21-7، لكنها كانت تلقى من الردود عملياتٍ فردية وغضباً شعبياً مشهوداً في مواجهة محاولات تطويق الأقصى؛ والثالثة في الجُمع العشر لإغلاق المسجد الأقصى بذريعة الإجراءات الوقائية من وباء كورونا في 2020.
والملفت هو استراتيجية اعتماد الاحتلال الإغلاقات للمسجد الأقصى بشكل متكرر في الآونة الأخيرة بهدف تعويد المسلمين على الإغلاق على اعتبار أن المحتل هو المتحكم بالمسجد الأقصى والذي يفرض هيمنته على المكان والزمان والداخلين للمسجد الأقصى والخارجين منه.
إنّ التسليم لهذه الإجراءات يفتح الطريق أمام الاحتلال بأن يكون هو من يقرر هوية الأقصى إن كانت إسلامية أم يهودية، وما إن كان سيبقى مسجداً أم سيصبح هيكلاً، ومنع ذلك والوقوف بوجهه مسؤولية ستبقى معلقة ومفروضة على رقبة كل مقدسي وفلسطيني وعربي ومسلم وحرٍّ..
إعداد: قسم القدس في هيئة علماء فلسطين

Eyes on Al-Aqsa…
Al-Aqsa Mosque and the Policy of Closures
Throughout the history of the Israeli occupation of Jerusalem, Al-Aqsa Mosque has only been completely closed to worshippers on three notable occasions.
• The first closure occurred on June 9, 1967, immediately following the occupation of the mosque.
• The second came during two consecutive Fridays, on July 14 and 21, 2017, in the wake of resistance operations and widespread public outrage against Israeli attempts to assert control over the mosque.
• The third closure took place in 2020, spanning ten consecutive Fridays, under the pretext of COVID-19 preventive measures.
What is most alarming in recent years is the increasing frequency of closures, which reveals a deliberate Israeli strategy to normalize the shutting down of Al-Aqsa Mosque . This tactic aims to instill the notion that the occupier alone has the power to control access to the mosque, and thereby to dominate its time, space, and identity—who enters and who is excluded.
Surrendering to these measures paves the way for Israel to redefine the identity of Al-Aqsa Mosque—whether it remains an Islamic holy site or is turned into a so-called Jewish temple. Stopping this trajectory and resisting it is a sacred duty that rests upon the shoulders of every Jerusalemite, Palestinian, Arab, Muslim, and free person of conscience.
Prepared by: Jerusalem Department – Palestinian Scholars Association

Gözler Mescid-i Aksa’nın Üzerinde…
Siyonistlerin Mescid-i Aksa’yı İbadetlere Kapatmasının Anlamı;
İşgalci İsrail, Mescid-i Aksa’yı Müslümanların ibadetine üç kez kapatmıştır.
Mescid-i Aksa’nın İlk Kapatılması: Kudüs’ü işgal ettikten hemen sonra, 9 Haziran 1967’de.
Mescid-i Aksa’nın İkinci Kapatılması: 14 Temmuz 2017 ve ardından 21 Temmuz’da olmak üzere art arda iki Cuma yaşandı. Bu kapatmalara karşı, münferit tepkiler ve Mescid-i Aksa’yı kuşatma girişimlerine karşı halkta belirgin bir öfke ortaya çıktı.
Mescid-i Aksa’nın Üçüncü Kapatılması: 2020’de, COVID-19 salgınından korunma tedbirleri bahanesiyle Mescid-i Aksa on Cuma boyunca kapalı kaldı.
Dikkat çekici olan, işgalcilerin son zamanlarda Mescid-i Aksa’yı sıkça kapatma stratejisine başvurmasıdır. Bu durum, Müslümanları kapatmalara alıştırmayı ve işgalcinin Mescid-i Aksa’yı kontrol eden, zaman ve mekân üzerinde egemenlik kuran, giriş ve çıkışları belirleyen taraf olduğunu kabul ettirmeyi amaçlıyor.
Bu uygulamalara boyun eğmek, işgalcinin Mescid-i Aksa’nın kimliğini belirlemesinin önünü açar; yani Aksa’nın İslami mi yoksa Yahudi mi olacağına, cami olarak mı kalacağına yoksa tapınağa mı dönüşeceğine karar verme yetkisini verir. Bu gidişatı durdurmak ve buna karşı durmak, her Kudüslünün, Filistinlinin, Arap’ın, Müslümanın ve özgür insanın omuzlarında bir sorumluluk olarak kalmaya devam edecektir.
Filistin Alimler Birliği Kudüs Birimi